Bir sevda mektubunun son satırına nokta koymadan önce,
Bir kaç kadeh şiir içtim bu gece
Nefretini üzerime çakarak yağan, sensizliğin sağanağına tutuldum
Her damlasında biraz daha kuruyor hayallerim
İliklerime kadar sinmiş, bir unutulmuşluğun hüznü..
Dört tarafı yalnızlıkla çevirilmiş bir ızdıraba
yalan sarısı yaprakları döküldükçe
ve ezdikçe deli yangınların
Ufkumu kanatıyor, gül yüreğindeki diken..
Bu kaçıncı sensizliği söndürüşüm kül tablalarında
Bu kaçıncı savruluşum göz yaşlarımın dalgalarında
Şimdi bir tebessümün amortisi kalır geriye
Ve tutmamış bir aşkın mayası, benden sana hediye..
Bir kaç kadeh daha şiir içip, körkütük şair olsam
Hangi nakarata sığar ki sevdan
Gözlerinin dibindeki uzaklardayken
nasıl anlatabilirim ki yüreğimdeki gökyüzünü..
Şimdi utangaç bir isyan teselli eder,
senden vaz geçen öfkemi
Zimmetine geçirdiğin yarınlarım yüzünden
Güneşlerim hep düne doğdukça,
Kimyasal bir aşkın izlerini taşır
yüreğimdeki kabuk tutmamış yaralar
Ve bir olasılık gelip, beynimin kapısını aralar.
Ya aşk evrim geçirdi, ya da ECELİN adı zaten aşktı...